
Alex De Souza. Bir kaptan. Ezeli rakibimizin kaptanı aslında,kötü biraz yok baya kötü. Onun ismini ilk kez Kanal D spor haberlerinde duymuştum. Fenerbahçe peşinden günlerce koşmuştu sanırım, hatta transfer yılan hikayesine dönmüştü. Gelecek mi- gelmeyecek mi derken yine aynı spor haberleri üstüne basa basa söyledi. ''Transferi yılan hikayesine dönen Brezilyalı Alex sonunda Fenerbahçe'de !! ''. ''Ne var lan bu adamda bu kadar, sanki bir yıldız almışlar, sanki şişman Ronaldo'dan daha iyisini almışlar da seviniyorlar bu kadar.'' diyordum kendi kendime. Futbola ilgim yeni yeni artıyordu. Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası derken yavaş yavaş bir futbol hastası olma yolunda ilerliyordum haliyle Ronaldo, Ronaldinho ve onların gölgesinde kalmış süper zeka Zidane'larla büyüdük. Alex'i duyunca şaşırtmıştık. İlk sezon bu çocuk oynamaya başladı, o zamanlar futbolda sadece gol ve güzel paslar dikkatimi çekerdi. Bu adam da hemen dikkatimi çekmişti. Beşiktaşlıydım ama 100.yıldan sonra ayağı kaydırılan Beşiktaş'ımda ipi göğüsleyen Sergen'den sonra böyle bir adam izlemek gözlerimin pasını silmişti elbet. Baktık adam ilk senesinde takımı şampiyon yapıyor, baktık adam ikinci senesinde gol kralı oluyor, baktık üçüncü senesinde kaptan oluyor. ''Neymiş arkadaş bu Alex?'' lafını kendime daha çok sormaya başlıyordum. Centilmenliği, profesyonelliği ve Lugano'dan alıştığımız çirkef Fenerbahçe futbolunu bu adamda bulmak için, bu adama bok atmak için çok uğraştım, hep bir açığını aradım ama yok abi valla yok. Sonunda bir Fenerbahçe maçına gitme şansım oldu Şeref Bey'de. Alex yine atmıştı tabii ilk golü. Biz de bir gol bekliyorduk, Serdar Özkan attı sevindik-mevindik. 5 dakika sonra yine bizim Alex atmaz mı golü ? ''Ulan Alex Ulan Alex'' cümlelerinin ardından küfürler de geldi. Sonra bu Alex bir korner kullanacakken yanından geçen bir pet şişeye bakıp kendini yere attı. ''Bu muydu lan Alex?'' diye sordum o profesyonel adam çirkef dediğimiz Lugano'dan bile karaktersiz bi hareket yaparak yere yuvarlandı oracıkta, Beşiktaş çok bastırıyordu oyunu soğutmam lazımdı falan hikaye. Yapmayacaktı olm onu, o adam yapmayacaktı. İşte o an dedim ''Bu tam Fenerbahçe'li olmuş !''. Sonrasında da görmedim başka bu tür hareket ondan ama o hep aklımın bir kenarında duruyordu. Neyse bu yine maçı aldı, sonra daha çok maç aldı tabii. Etkisiz kaldığı tek maç Fink'in ona yapıştığı maç sanırım. Evet öyle olsa gerek. Bu adamın Fenerbahçe ile eşdeğer bir güce sahip olduğunu yani Fenerbahçe olduğunu anlamayan veya anlamak istemeyenler o gittikten sonra yeni bir Alex bulurlarsa işte o zaman özür dileyeceğim. Alex sizin, ona iyi bakın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder